Sevgili Veliler ve Öğrenciler;
Başakşehir Okulları olarak, "Topluma mutlu bireyler kazandırabilir miyiz?" sorusu bizim çıkış noktamız oldu. Böylece şu sorulara sürekli yanıt aradık. "Bireyi mutlu eden öğrenme metodu nedir?" Bu soru bizi şu soruya götürdü. "Eğitim nereden nereye gidiyor?", bu soruya cevap ararken birçok metotla karşılaştık. Bazılarını sıralayalım.
- SİNİR-SİZ ÖĞRENME,
- EĞİTİMDE DRAMA,
- BİRLİKTE ÇALIŞALIM, BİRLİKTE ÖĞRENELİM (KUBAŞIK ÖĞRENME),
- TAM ÖĞRENME,
- PROJE TEMELLİ ÖĞRENME,
- HİGH SCOPE MODELİ,
- MONTESSORİE MODELİ
- REGGİO EMİLİA YAKLAŞIMI,
- WALDORF OKULU,
- HARMANLANMIŞ (HİBRİT) ÖĞRENME,
- İÇERİCİ ÖĞRENME,
- FARKLILAŞTIRILMIŞ EĞİTİM,


Bütün bu metotların ortak ana fikri "ÖĞRETMEN". Hangi metodu kullanırsanız kullanın onu uygulayacak olan öğretmenlerdir.
Peki! Hangi metodu kullanırsak daha mutlu ve başarılı bireyler yetiştiririz. Aslında bu sorunun tam bir cevabı yok, belki hepsi belki hiçbiri.
Gelişmiş dünya ülkelerinde PISA ve TIMSS tartışmalarından da anlaşılacağı gibi bütün ülkeler eğitimde sürekli bir arayış içindeler. Siyaset bilimi, sanat, edebiyat, ekonomi vb. birçok alanda yaşanan tarihsel ve güncel dönüşümler eğitim sistemlerini doğrudan etkilemektedir.
Dünya çok değişti. Yavaş hareket eden, yeniliğe kapalı, iki boyutlu düz bir dünyadan, çok hızlı hareket eden, yenilikçi, üçboyutlu karmaşık bir dünyaya dönüştü. Bu yeni düzende yeteneklerini tutkuyla kullanan ve bilgi erişimini bilen insanlar çok değerli olacaklar.
Ne var ki, eğitim sistemimiz, bilgi kıtlığının olduğu bir dönemde doğdu. Dolayısıyla iki boyutlu okullar kurduk. Öğrencilerimize kitaplar, kılavuzlar ve öğretmenlerinin bilgisini sunduk. İstemeden öğrencileri yetenekli ama tutkusuz bir hale getirdik.
Bu durum dünyamız iki boyutlu iken sorun değildi. Kurumlar insanlardaki zenginliği kullanmadan da varlıklarını sürdürebiliyordu ama günümüzde eğitim konusundaki kalıplarımızı değiştirmezsek kayboluruz.
Başakşehir Okulları'nda bu değişimleri yakalayabilen, 3 boyutlu düşünebilen öğretmenler, öğrencilerini, yaşadıkları çağa göre değil, yaşayacakları çağa göre hazırlamaktadırlar. Yapmış olduğumuz özgün proje tabanlı öğrenme modeliyle yoluna devam eden Başakşehir Okulları'nda her konu yaparak yaşayarak öğrencilere aktarılmaktadır.
Okul, insanları gerçek hayata hazırlamaktan ziyade hayatın ta kendisi olmalıdır.
Peki, okullarımızı hayatın ta kendisi nasıl yapacağız, tabi ki öğretmenlerimizle.
21.yy cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye, değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır.
İşte Başakşehir Okulları bütün bunları dert edindiği ve ülkemiz için mutlu bireyler yetiştirerek sağlıklı toplumları oluşturmak için kuruldu ve Ülkemiz eğitimine katkı sağlamaya devam ediyor.
SAYGILARIMIZLA